Ekim 2001
Ana Sayfa > Tasavvuf > Doğadan > Mizah > Makaleler


NAMIMIZ ALDI YÜRÜDÜ
Reha Sümbül

Muhterem kaarilerim. Gönderdiğiniz nazik mektuplarınızı taşımaktan postacı bîzâr oldu. Adam artık Reha Sümbül yazan mektupları mecmuadaki odama getirmiyor, bi çuvala koyup, kaldırımın üzerine atıp kaçıyor. Lâkin ona da kabahat bulmuyorum; napsın ki memleketimizin en meşhur muharririnin semtinde vazife eyliyor bîçare!

Mektuplarınız gayet hoş ve lâtif. Yalınız arada bir haddini aşıp, şu kahraman Reha üstadınıza meydan okumaya cür’et eden ademoğulları da yok değil hani. Bakınız, adamcağız hiç yerinmeden, kaçınmadan taa Hollandalardan bana mektup atmış, bi de şiir müsveddesi eklemiş:



Kılıbık insan demek
İyi insan demek
Uyumlu geçim demek
Kılıbıkların şahı Reha.

Muhterem bilader, ona öyle demezler, acı patlıcanı yemezler! Kılıbıklık ne demek, Reha ne demek, ey Allah’ın şaşkın kulu! Sen bizim hanıma gösterdiğimiz hürmete, hizmete kılıbıklık diyorsun da, her gün Hollandalı şişko patronunun karşısında el-pençe divan durmana ne buyuruyorsun? Nasıl senin işyerinin patronu oysa, bizim evimizin patronu da hanımdır. Bu kadar basit bi mevzu yani. Biz evde iş bölümünü yaptık: Amerika’da neler oluyor, Evropa ittihadı gibi dünya meseleleriyle ben uğraşırım, hanım da evi idare eder işte! Bunda utanılacak-sıkılacak ne var?

Bir gecede muma döndün
Kartaldın kargaya döndün
Kazaklıktan kılıbıklığa döndün
Kılıbıkların başı Reha.

Yapma bilader, elaleme ayıp oluyor yani. Biz kartaldan başka kuş, Şişhane’den başka yokuş bilmeyiz evladım. Eskiden kartaldık, şimdi de öyleyiz hamdolsun. Haaaa, kel kafamıza bakıp kelaynak sanmayasınız. Hanım tava-terlik vura vura tepemizdeki tüyleri döktü de biraz! (Bu arada yukarıdaki resmimizin hülyalı gençlik vakitlerinin bir yad-ı cemili olduğunu anlamış bulunuyorsunuz.)

İçinde kılıbık, dışında kazak
Bekir gayrı ne yazak
Olsun bu şiir kılıbıklara kıyak
Kılıbıkların piri Reha.

Yahu kardeşim, sen bu mısraları nerden buldun Allah aşkına? Hani çikletten mi çıktı desek, Hollanda’daki çikletlerden Türkçe maniler çıkacak değil ya! Yok, memleketten çiklet getirtiyorsan, o işe bi diyeceğimiz yok.

Behey evladım, gel sen Reha amcanı dinle. Bu müthiş şiir istidadını beyhude bendenizi tahfif ve tahkire harcama da, daha faideli işlerde kullan evladım. Mesela, işe şöyle bi-iki okkalı kıt’a yazarak başlayabilirsin:

Reha kılıbık dedim durdum
Kargayı gözünden vurdum
Vurma hanım Allah aşkına
Kur turşuyu dedin, kurdum.

Belamı aradım, Reha’ya taktım
Hanım emretti ben baktım
Vurma hanım Allah aşkına
Çeneden unuttum, yemeği yaktım.

Ana Sayfaya Dön